Elon Musk Twitter’ı satın almaya niyetlendiği birinci devirde, bu ihtimal pek çok kişiyi endişelendirmişti. Zira kendisi bu mutabakatla birlikte günümüzün en kıymetli haberleşme kaynaklarından birinin denetimini ele geçirecekti. Başka yandan toplumsal medyada gittikçe artan sansürden rahatsız olan ve tabir özgürlüğünün tehlikede olduğuna inan kesimse bu ihtimali heyecanla karşıladı. Günün sonunda Elon Musk Twitter’ı aldı ve X’e çevirdi. Ortadan geçen müddet, Musk’ın tabir özgürlüğünün önünü açacağını düşünenleri kısmen haklı çıkardı. İsrail-Filistin problemi üzere birkaç mevzuda Elon Musk’ın X’i de sansür sistemlerini devreye sokuyor olsa da genel prestijiyle X hakikaten de Twitter’dan daha az sansürün uygulandığı bir platform oldu. Hakikaten Elon Musk’ın X’te sağladığı bu özgürlüğün Donald Trump’ın seçimleri kazanmasında da kilit rol oynadığı düşünülüyor.
Ne var ki vakit bu muahedeye kaygıyla bakanları da haklı çıkaracak üzere görünüyor. Zira Elon Musk’ın X’i kullanarak kendisine yarattığı tesir alanı ABD ile sonlu kalmıyor. Musk, son periyotta Venezuela’dan Romanya’ya, Birleşik Krallık’tan Brezilya’ya dünyanın dört bir yanından devletlerin içişlerine karışmaya başladı. Üstelik burada da durmayacak üzere görünüyor. Zira artık de gözünü Almanya’ya dikmiş durumda.
Elon Musk, Almanya’da Çok Sağcı AfD Partisini İktidara Getirmeye Çalışıyor
Elon Musk’ın X’teki tesirini kullanarak öteki ülkelerin içişlerine karışma eğilimini birinci olarak temmuz ayında Venezula’da gerçekleşen seçimlerde gördük. Seçim süreci boyunca Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun rakibi Edmundo Gonzalez’e takviye veren Musk, Maduro seçimi yüzde 51 üzere yakın bir sonuçla kazanınca bu kere de Maduro zıtlarını örgütleyip sokağa dökmeye çalıştı. Bu eforu günün sonunda başarısız oldu fakat Musk’ın Venezuela’daki seçimlere direkt müdahil olması tüm dünyada kaygı yarattı.
Artık bunun bir benzerini Almanya’da görüyoruz. Çok yakında erken seçime gidecek olan Almanya’daki seçim sürecine de müdahil olan Musk, X üzerinden mevcut idaresi eleştirirken, Almanya’nın çok sağcı partilerinden AfD’yi açıkça destekliyor. Geçtiğimiz günlerde X üzerinden “Almanya’yı yalnızca AfD kurtarabilir” diye paylaşım yapan Musk, dün de AfD’nin başındaki isim olan Alice Weidel ile X’te bir canlı yayın yaptı. Zirve noktasında 200 bin izleyiciye ulaşan bu canlı yayın sırasında Musk izleyenleri ve takipçilerini AfD’ye oy vermeye davet etti. Elon Musk’ın seçimlere bu biçimde müdahil olması varsayım edeceğiniz üzere Almanya’da pek beğenilen karşılanmadı. Gerçekten Almanya basını son günlerde Elon Musk’ın ülkenin içişlerine karışmasını konuşuyor. Evvel Venezuela’da, artık de Almanya’da yaşanan bu durum, Musk’ın önümüzdeki devirde öbür ülkeler için de risk teşkil edebileceğini gösteriyor. Hakikaten Musk şu anda bir yandan Almanya’daki seçimlere karışırken, öteki yandan Birleşik Krallık’taki gündeme de istikamet vermeye çalışıyor. Birleşik Krallık’ın Müslüman göçmenler tarafından ele geçirildiği istikametinde algı yaratmaya çalışan Musk, Birleşik Krallık’ta göçmenlerin karıştığı bir toplu tecavüz hadisesini günlerdir gündemden düşürmüyor.
Elon Musk Kendi Ekonomik Çıkarlarını Sağcı Siyasetlerin Gerisine Gizliyor Olabilir
AfD partisi daha çok “aşırı sağcı” tanımlamasıyla gündeme geliyor olsa da Musk’ın desteğini alan AfD Başkanı Alice Weidel’in politikalarına baktığımızda baskın olan damarın sağ liberteryenizm olduğunu görüyoruz. Bu da Musk’ın tercihlerine dair değerli bir ayrıntısı gün yüzüne çıkarıyor. Kendisi X’teki paylaşımlarında daha çok sağcı, muhafazakâr kanadı gerisine alacak hususları ön plana çıkarıyor olsa da aslında tercihlerine bu sorunlardan çok ekonomik çıkarların istikamet verdiği de savunulabilir. Zira Musk’ın Arjantin’de desteklediği Javier Milei’nin de benimsediği sağ liberteryenizm, Elon Musk üzere iktidar sahibi zenginler için geniş imkânlar sağlıyor. Alice Weidel’in Almanya için sunduğu siyasetlere baktığımızda; hükûmet düzenlemelerini azaltma, vergileri düşürme, piyasayı özgürleştirme, ucuz güç siyasetlerini destekleme üzere vaatler görüyoruz. Bunlar tam da Elon Musk üzere bu bölgede yatırımları bulunan zenginlerin isteyeceği tipten siyasetler. Bu yüzden Musk’ın yalnızca kendi ideolojik duruşuyla örtüşüyor diye çok sağcıları desteklemekten çok, kendisinin ve Trump ABD’sinin çıkarlarına hizmet edecek isimleri bulup onları destekliyor olabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.
X Algoritmasının Manipüle Edilmesi Seçimlerde Belirleyici Olabilir
Elon Musk’ın X’teki nüfuzunu kullanarak öteki ülkelerin içişlerine karışması hâlihazırda tasa verici fakat bu husus çok daha tehlikeli bir noktaya da gidebilir. Çünkü X ve Google üzere şirketlerin algoritmalarını manipüle ederek aşikâr başlı mevzularda insanların fikirlerine taraf verebildiği yıllardır konuşuluyor. Hatta Google bu suçlamalar yüzünden birkaç kere ABD Kongresi önünde kendisini savunmak zorunda kaldı. Artık Elon Musk idaresindeki X’in de algoritmasını manipüle edip platformdaki bilgi akışını kendi istediği biçimde denetim etmesi, Almanya ve Venezuela üzere ülkelerde seçimlerin gidişatını değiştirebilir. X’in Almanya’daki kararsız seçmenlerin önüne AfD’yi uygun gösteren paylaşımları çıkarıp, aksi istikametteki paylaşımları gizlemesi, seçim sonuçlarını kayda bedel ölçüde etkileme potansiyeline sahip. Bu yüzden artık sorulması gereken asıl soru, bu türlü bir şey yapmayacağı konusunda Elon Musk’a güvenilip güvenilmeyeceği.